PETROTA
Türkçe adı : KARABAĞ / TAŞLIK
Kara üzümleriyle meşhur bu köye Türkler ve Bulgarlar Karabağ diyorlar. Yunanlar ise burada bulunan taşocaklarından dolayı, Yunanca taşlık anlamına gelecek şekilde Petrota diyorlar.
1923 yılına kadar Bulgar ve Türk ahali birlikte Karabağ'da yaşıyorlardı. 1923 yılından sonra Türkler ve Bulgarlar buradan çıkartılarak yerlerine Epir ve Malta'dan gelen Yunanlar yerleştirildi.
Petrota Bizans döneminden beri taşocaklarından taş çıkartılan bir köy. Osmanlı döneminde devam eden taş madencliği günümüzde de devam ediyor.
Çevrede bulunan Yunanistan ve Bulgaristan topraklarındaki kalelerde, köprülerde, dini yapılarda Petrota'dan çıkarılan taşlar kullanılmış. Zeloit denen daş gözenekli yapısıyla kolay işleniyor. Bu taş değirmen taşı ve su kuyularının yapımında da kullanılıyor. Zeloit günümüzün teknolojisiyle temizlik sektöründe de kullanılan bir taş. İnşaat sektörüde bu taşın kullanıldığı ekonomik girdi sağlayan bir alan.
Köy meydanında burada taş ocaklarında çalışan işçilerin anısına dikilmiş bir anıt var. Yunanlar ayrıca bir Taş Müzesi açmışlar.
Petrota'dan çıkarılan taşlardan antik dönemde birçok heykel ve mezartaşları, lahitler yapılmış.
Türkler ve Bulgarlar burada üzüm bağları yetiştirmişler. Bağlar devam ediyor. Kara üzümü çok meşhur, bu yüzden Türkler buraya Karabağ diyorlardı.
1960larda 1500 nüfusu olan köy dış ülkelere ve Yunanistan'ın büyük şehirlerine yaşanan göçlerle günümüzde 250ye kadar inmiş.
Köy yakınlarında HIDIR BABA TÜRBESİ vardır. Osmanlı döneminden kalan bir kale ve 18. yüzyılda yapılmış TAŞLIK CAMİSİ de bulunuyor. Camiye Taşlık adı verimesinden eskiden bu köye TAŞLIK da dendiğini anlıyoruz.
Taşlarıyla ünlü Petrota'da birçok mağara bulunmaktadır.
Köyde ayrıca endüstri çağı öncesi döneminde inşa edilmiş bir fabrika bulunmaktadır. Fabrika restore edilerek turizme kazandırılmıştır.